Jöntürk Özet

Nurullah, Ceylanı ilk başlarda iyi eğitilmiş küçük bir çocuk olarak gördüğü için onla konuşmaktaydı ancak sohbetleri ilerledikçe Ceylan da zamanla büyümüş Nurullah’ın sevgisini kazanmaya başlamıştır. Ancak Nurullah bunun yanlış olduğunu bildiği için herhangi olumlu bir adım atmamıştır. Ceylan bir gün annesinin ve babasının evde olmayacağını fırsat bilerek Nurullah’ı yatıya çağırmış Nurullah’ın bunu kesin dille reddettiğini görünce ise akşam yemeğine çağırmıştır. Nurullah bunu biraz daha makul bularak kabul etmiştir. Eve geldiklerinde Nurullah, Ceylan’la konuştuktan sonra iyice rahatlamış ve rahat davranmaya başlamıştır. Nurullah bu rahatlamadan sonra Ceylan’dan alaturka bir müzik aleti çalmasını ve şarkı söylemesini istemiştir. Ceylan bu teklifi seve seve kabul etmiş ut çalıp şarkılar söylemiştir. Ceylan da Nurullah’tan el çırparak ritim tutmasını ve şarkı söylemesini istemiştir. Kendisi de bu müzikte dans hünerlerini Nurullah’a sergilemiştir. Daha sonra akşam yemeği yemişler ve tekrar beraber zaman geçirmek için odaya geçmişlerdir. Nurullah Bey, Ceylan tarafından kadehine sürülen afyonun da etkisiyle orada uyuyakalmıştır. Ceylan hizmetçileri Despino ve Kiryako’yu çağırmış ve Nurullah’ı misafir odasına götürtmüştür. Ceylan da bu gece Nurullah’ın odasına gizlice uğramıştır. Nurullah sabah uyandığında yatağı çok dağınık görerek şaşırmış ve evin hizmetçilerinden Despino’ya haber vererek evden çıkmıştır. Ceylan, Nurullah’ın odasına geldiğini bu görüşmeden iki gün sonra mektubunda Nurullah’a bildirmiştir ve bir daha bedensel olarak ne zaman görüşeceklerini sormuştur. Nurullah bu mektuba çok şaşırmış ve ne yapacağını bilemez hale gelmiştir. Ceylan’a bir mektup yazarak henüz iş sahibi olmadığını ve böyle bir durumda evlilik düşünmediğini belirtmiştir. Ceylan ise Nurullah’ın bu düşüncelerini değiştirmek istemektedir ve ikisi bu konuda tartışmaya başlamışlardır. Ceylan yaptığı bu şeyden dolayı pişman olmuş ancak bunu kimseye belli etmemiştir. İkisi de eskiden konuştukları o tatlı muhabbeti özlemişlerdir. Görüşmenin üzerinden beş hafta geçtikten sonra Ceylan’da hamilelik belirtileri başlar. Bunu anlayan annesi olur. Ceylan da Nurullah ile yaşadıklarını annesine itiraf eder. Ceylanın hamileliğini hizmetçi Despino da öğrenir ancak batılı olduğu için bunu çok doğal karşılamaktadır. Ceylan hamileliğin üçüncü ayına kadar bebekten Nurullah’a bahsetmemiştir ancak sürekli nikah kıymak için ikna etmeye çalışmıştır. Bundan bir fayda gelmeyeceğini anlayan Ceylan hamileliğini Nurullah’a itiraf eder. Nurullah bu habere çok şaşırır ve artık Ceylan’ı hiç istememeye başlar. Bu olaydan sonra Nurullah, arkadaşı Salih Ziya’nın yanına gider evlenmek istediğini söyler. İstediği kız modelini de arkadaşına anlatır ve arkadaşı ona Fatma Ahdiye adlı bir kızı önerir. Fatma’nın babası Gazanfer Bey Sırp Savaşına gitmeden Fatma’nın annesi olan Dilşinas Hanım’la evlenir. Plevne Savaşında esir düşen Gazanfer Bey esaretten kurtulunca evine dönmüştür. Dilşinas Hanım hamile kalmış ve bir kız çocuğu doğurmuştur. İşte bu kız Fatma Ahdiye’dir. Gazanfer Bey kızı henüz bir yaşındayken kolera hastalığından ölür ve Fatma babasız kalır. Geçinmek için Dilşinas evin bir kısmını kiraya verir. Kızını okula görmeyi de ihmal etmeyen Dilşinas Fatma’yı okutmuş ancak öğretmen okuluna gitmesine, her kitabı okumasına izin vermemiştir. Fatma yine de gizli gizli kitaplar okumuştur. Nurullah, Fatma’yı öğrendikten sonra onunla evlenmeye karar vermiştir. Ceylan’a da bir mektup yazarak onu istemediğini söylemiştir. Ceylan da buna karşılık olgunluk içinde cevaplar vermiştir ancak içinde çok büyük bir kin büyütmektedir. Nurullah Bey, Fatma’nın hocası Abdüllatif Efendi ile haber göndermiş ve Fatma’ya talip olduğunu söylemiştir. Annesinin de kabul etmesiyle düğün hazırlıklarına başlanmıştır. Dilşinas Hanım hiçbir masraftan kaçmamış her şeyin en iyisini yapmaya çalışmıştır. Çok güzel bir kınadan sonra düğün günü gelmiştir. Ancak düğün gününde damat Nurullah düğüne gelmemiştir. Herkes şokta kalmış ve şaşırmıştır. Nurullah’ın babası Kâşif Efendi’nin de hiçbir şeyden haberi yoktur. Düğüne gelememe sebebi ise Ceylan yüzündendir. Ceylan babasının yasaklı yayınlarını Nurullah’ın odasına koymuş, onun ağzından mektuplar yazmıştır. Daha sonra babasının imzasını kullanarak yetkili birine şikayet mektubu yazmıştır. Bundan dolayı da Nurullah tutuklanmıştır.
Kâşif Bey uzun süre çocuğuyla görüşememiştir. Nurullah daha sonra Akka’ya sürülmüştür. Burada tanıştığı oda arkadaşları sayesinde siyasi fikirleri gelişmiştir. Nurullah buradayken Ceylan da çocuğunu doğurmuştur. Nurullah buradan İskenderiye’ye kaçar. Ablası ve babasını da yanına alır. Daha sonra kayınvalidesi ve karısını da yanına almayı ihmal etmez. Bu durumu öğrenen Ceylan üstüne petrol dökerek kendini yakar. Kanun-i Esasi ilan edildikten sonra genel af çıkmıştır. Fatma Ahdiye ve Nurullah yeniden İstanbul’a dönmüşlerdir. Kanun-i Esasi’nin ilanıyla Feyzullah Efendi tutuklanır, Kazım Bey’in cesedi Beylerbeyinde denizden çıkarılır.
Ellerinize sağlık hazırladığınız özet ödevime çok yardımcı oldu. Rica etsem Yakup Kadrinin Kiralık Konak kitabınında geniş özetini yapar mısınız?
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim. Kiralık Konak kitabına bugün öneriniz üzerine başladım bir hafta içerisinde geniş özetini yüklemiş olurum. İyi okumalar.
Sil