21 Nisan 2020 Salı

JÖNTÜRK GENİŞ ÖZET

Jöntürk Özet

JöntürkEserinin ana kahramanı olan Nurullah iyi bir aile tarafından yetiştirilmiş bir delikanlıdır. Nurullah’ın sürekli karşılaştığı ve muhabbet ettiği, küçük kız olarak gördüğü Ceylan ise Nurullah’ın tam tersine vurdumduymaz, rahat bir kız çocuğudur. Nurullah ile Ceylan’ın sürekli karşılaşma sebebi Ceylan’ın annesi Sezayıdil Hanım ile Nurullah’ın ablası Zeliha’nın yakın arkadaş olması ve sürekli birbirlerinin evine gidip gelmesidir. Ceylan’ın annesi de Ceylan gibi rahat bir kadındır. Genç erkeklere bakan ve bundan utanmayan bir insandır. Bir ara Nurullah’a bile gönlünü kaptırmış ancak daha sonra bunun saçma olacağını düşünüp vazgeçmiştir. Sezayıdil Hanım böyle rahat olduğu için kızı Ceylan’ı da böyle yetiştirmiştir. Ceylan cariyelerin koğuşunda büyümüş onlarla kaldığı bu sürede müzik aletlerini çalmayı az çok öğrenmiştir. Müzik aletlerinin yanında birçok dans çeşidini de Ceylan burada öğrenmiştir. Ayrıca burada Fransızca ve Çerkezce dillerini de Türkçeden önce öğrenmiştir. Burada öğrendiği bilgiler, okuduğu kitaplar onu güçlü bir feminist yapmıştır. Ceylan da Nurullah Bey ile genellikle bu konular üzerinde tartışmalar yapmıştır. Nurullah Bey de babasının özelliklerini alarak büyümüştür. Kâşif Efendi, Nurullah’ın babasıdır. O da gayet terbiyeli, bilgili bir insandır. Karısını kaybet Biroğlu ve bir kızı ile yaşamına devam etmiştir. Kâşif Efendi de Nurullah gibi birçok kitap okumakta, yasaklı yayınları neredeyse hiç okumamaktadır. Baba oğul siyasete pek ilgi duymazlar sadece ilim öğrenmeyi seven insanlardır. Nurullah Hukuk Mektebini kazanmış ve orada okumaya başlamıştır. Zeliha Hanım ile Sezayıdil Hanımın yakın arkadaş olmasından dolayı Nurullah’la Ceylan sürekli konuşma fırsatı bulurlar. Ceylan sürekli feministliği Nurullah’a savunur ve yaşadıkları ülkede kadın haklarına önem verilmediğini söylerdi. Nurullah bazı yerlerine katılır bazı yerlerini eleştirirdi. Ceylan körü körüne batıyı ve onların adetlerini savunmaktaydı. Nikahsız evlilik konusunda bile batıya hak vermiş bunu Nurullah’a karşı savunmuştur. Ceylan, Nurullah’a sürekli onun çok kurallara bağlı olduğunu, katı olduğunu söylemekteydi. 

REFET GENİŞ ÖZET

  Refet Özet

RefetMemleketinde çift çubuk sahibi olan Hayati Bey ticaretle de uğraştığı için bazen İstanbul’a gelirdi. Bir defasında kendine odalık yapmak için Binnaz adında bir cariye alır. Aldığı bu cariyeden Refet adında bir kızı olur. Eserdeki “Binnaz” ve “Refet” ismi karakterlerin gerçek yaşamdaki isimleri değildir. Hayati Bey’in taşları eşleri Binnaz’ı ve Refet’i sevmezler. Bunun sebebi Binnaz’ın İstanbul tarzında yaşaması ve bunu kızına da uygulamasıdır. Refet 4-5 yaşına geldiğinde Hayati Bey ölür ve Refet yetim kalır. Hayati Bey öldüğü sırada Binnaz, Hayati Bey’in 7-8 yıllık odalığıydı. Hayati Bey öldükten sonra onun taşları eşleri ve çocukları, Binnaz ve Refet’e daha kötü davranmaya başladılar. Anne ve kıza şiddet uyguluyorlar bazen yemek bile vermiyorlar ve onları insan yerine koymuyorlardı. Amaçları mirastan onlara düşen payı almaktı. Binnaz artık bu zulme dayanamaz ve Hayati Bey’in önceden İstanbuldaki akrabalara gitmeye karar verir. Binnaz birçok varlığını satar ve 30 günlük yol sonrası İstanbul’a varır. Binnaz kızıyla beraber hemen Refet’in halasının çocuğuna gider. Zaten zayıf olan Refet bu yolculukla iyice güçten düşmüştür. Akrabalar Hayati Bey hayattayken Binnaz’ı çok iyi ağırlamışlardı ancak kızıyla geldiğinde onları çok önemsemediler. Refet aşırı derecede hastaydı ancak herkes Refet’in hastalık yüzünden sergilediği tavırları onun huysuzluğu, yaramazlığı olarak algılıyordu. Bu yüzden küçük kıza sinirleniyor ve laf söylüyorlardı. Refet oradaki akranlarıyla oyun oynamak istemiş ve oyuna girmişti. Ancak Refet oyun oynarken çok yorulur ve oyunu bozuyordu. Bu duruma dayanmayan çocuklar onu dışlamışlardı. Refet oyuna ne zaman girmek istese çocuklardan dayak yiyordu. 

MAİ VE SİYAH GENİŞ ÖZET

Mai ve Siyah Özet

Mai ve Siyah
Kitabın baş kahramanı Ahmet Cemil mektebe başlarken babası bir ev almıştır. Ahmet Cemil sübyan mektebinde eğitim gördükten sonra askeri rüştiyede eğitim hayatına devam etmiştir. Ahmet Cemil askeri rüştiyede başçavuş olmuştur. Bundan hep gururla bahsetmiş ve övünmüştür. Askeri rüştiyeden sonra Mekteb-i Mülkiye’ye başlamıştır. Bu okulda Hüseyin Nazmi ile sıkı bir dost olmuştur. Ahmet Cemil ve Hüseyin Nazmi beraber bir sürü kitap okumaya başlamışlar ve kendilerini geliştirmişlerdir. Ahmet Cemil ve arkadaşı edebiyat sınıfına geçtikten sonra şiir türüne merak salmışlardır. Bu iki arkadaş birçok kitap okuduktan sonra artık kitap okumaktan bıkarlar. Ancak bir gün karşılaştıkları bir Fransızca şiir kitabını alıp çevirerek okumaya çalışırlar. Ahmet Cemil kitabı okuduktan sonra yoğun duygular hissedip bunu yazıya geçiremediğini arkadaşına itiraf eder. Bu olaydan sonra iki arkadaş kitap okuma alışkanlığını tekrar kazanırlar. Ahmet Cemil’in babası bir dava vekiliydi. Çok kültürlü ve efendi bir insandı. Zaman zaman Ahmet Cemil’e mesneviler okur ve ona ilimler verirdi. Ahmet Cemil okuluna devam ettiği sırada henüz 19 yaşındayken babası vefat eder. Babasını kaybettikten sonra iyice hayata küsmüş ve bir şeyden tat alamaz olmuştu. Ancak Ahmet Cemil’in annesi Sabiha Hanım oğluna maddi sıkıntıların başlayacağını söyler ve okulunun ne zaman biteceğini sorar. Bu sözler Ahmet Cemil’i kendine getirir ve sorumluluklarının farkına varmasını sağlar. Bu durumları Hüseyin Nazmi’ye anlatan Ahmet Cemil’e arkadaşı okulu bırakmadan da çalışabileceğini söyler. Ona çevirmenlik işini öneren arkadaşının bu fikrini beğenir.