Münazara nedir? Münazara kuralları nelerdir? Münazaranın özellikleri nedir? En çok bilinen münazara konuları nelerdir? Münazara için kaç kişi gereklidir? Münazara örneği, Münazaranın amacı ve faydaları nelerdir?
Merhaba arkadaşlar bu yazımda
sizlere münazara konusunu her açıdan ele alarak anlatacağım. Münazara daha
önceden belirlenmiş iki karşı görüşü savunan iki grubun jüri önünde belli
kurallar çerçevesinde tartışmasıdır. Münazara daha çok ortaokul ve liselerde
yapılan bir tartışma türüdür. Münazaradaki tez – antitez konuları kanıtlanabilirlik
açısından birbirlerine üstün olmamalıdır. Her iki takım için de olabildiğince
eşit şartlar oluşturulmalıdır. Münazara genellikle 3’er kişilik gruplar halinde
yapılır. Bu üç kişiden birisi takımın sözcüsü olur ve genellikle konuşmaya ilk
o başlar. Eşit sürelerde konuşma yapılır ve konuşma sırasında karşı takımın
konuşmaya katılması, cevap vermesi asla kabul edilemez. Herkes konuşmasını
yaptıktan sonra en son takım sözcüleri çıkıp konuyu genel hatlarıyla özetler ve
daha sonra da jüri kazanan takımı açıklar. Daha sonra da kazanan takımın
kazanma, kaybeden takımın da kaybetme nedenleri izleyicilere açıklar. Münazara devam
ederken her iki grup da birbirini iyi dinlemeli ve notlar almalıdır. Eksik gördükleri
veya cevap vermek istedikleri yerleri kendi konuşmalarına eklemeli ve rakibin
görüşünü çöktürmeye çalışmalıdır.
Münazaranın öğrencilere
sayısız faydası bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi öğrenci kendini ifade
etmeyi öğrenir. Genellikle öğrenciler bu konuda sıkıntı yaşamaktadır ancak
münazara ile öğrenciler cesaret kazanır ve özgüvenleri yerine gelir. Öğrenci topluluk
önünde konuşmayı da yine münazara sayesinde öğrenebilmektedir. Münazaranın en
önemli yeri ise dinlemedir. Münazara öğrencilere dinlemeyi, karşı görüşe saygı
duymayı, seviyeli konuşmayı, ani fikirler üretmeyi öğretir. Ayrıca konuşmadan
önce birçok kaynağı taramak ve en doğru en can alıcı bilgileri öğrenmek için öğrencinin
araştırma yapması da gerekmektedir. Bu yüzden öğrenciye araştırmanın önemini ve
araştırma yapmayı da yine münazara sayesinde öğretilmekteyiz.
Maddeler halinde özetleyecek
olursak münazaranın özellikleri:
- Tartışmalar tez-antitez
şeklinde yapılır.
- Amaç verilen görüşü
yanlış da olsa savunabilmek ve karşı görüşe üstün getirebilmektir.
- Münazaradan önce belli
bir hazırlık aşaması vardır.
- Her konuşmacıya eşit
süre verilir. Bu süre genellikle 5-10 dakikadır.
- Konuşmalar kısa ve öz
şekilde olmalıdır.
- Konuşmacının görüş
belirttiği sırada karşı takım müdahale edemez.
- Her grupta bir ile dört
arası katılımcı bulunmaktadır.
- Jüri her konuşmacıya
ayrı ayrı puan verip en son en çok puan alan takımı açıklar.
- Münazarayı yöneten bir
başkan bulunmalıdır. Bu genellikle jüriden biridir.
- Tartışma seyircili ve
seyircisiz yapılabilir.
En bilinen münazara konuları
ise şunlardır:
- Çok okuyan mı bilir çok
gezen mi?
- Savaşta bilgi mi
üstündür kılıç mı?
- Uygarlığın gelişmesinde
sanat mı önemlidir bilim mi?
- Başarıya ulaşmak için
zeka mı önemlidir çalışmak mı?
- Ülkeyi kalkındıracak
olan para mıdır eğitim mi?
- Sanat sanat için midir
toplum için mi?
- Başarı çalışmaya mı
şansa mı bağlıdır?
- Teknoloji insanlığa
yararlı mıdır zararlı mı?
Son olarak “ Teknoloji
insanlığa yararlı mıdır zararlı mı? “ konusunun zararlıdır antitezinin münazara
örneğini vererek yazımı sonlandırıyorum.
Teknolojinin insan
sağlığına zararları çok büyüktür ve bu zararlar insanlığı uzun yıllar geri
dönemeyeceği çıkmaza sokmaktadır. Örneğin ABD’nin Japonya’ya attığı atom
bombası. Teknoloji geliştikçe silahların gücü ve menzili artmakta, insanlığın sonunu
hazırlamaktadır. Her gün başka bir nükleer silahın ve bombanın çıkması insanlığa
büyük zararlar vermekte ve vermeye devam etmektedir. İnsanlar bu silahlarla yok
olmasa bile teknolojik aletlere bağlı kalarak ve asosyal olarak yok olmaya
yaklaşmaktadır. Cep telefonu, bilgisayar, televizyon gibi aletlere bağlı
kalındıkça komşuluk ve akrabalık ilişkilerimiz körelmektedir. Bundan dolayı da
kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi günden güne unutmaktayız. İnsanlar
teknolojiye o kadar bağlanmıştır ki günümüzde ego sörfü, siberhondrik, nomofobi
gibi hastalıklar türemiş ve yayılmaya başlamıştır. İnsanlar elektrik gittiğinde
veya teknolojik aletleri bozulduğunda bunalıma, depresyona girecek kadar bu
aletlere bağlanmıştır. Bu hastalıklar dışında göz bozukluğu, baş ağrısı, eklem
hastalıkları, gibi birçok hastalığa da yine teknolojiye bağımlılık neden olmaktadır.
Bu aletlerin yaydığı radyoaktivitelerin yan etkileri de insanlara birçok hastalık
getirmektedir. Kanser hastalığının en büyük nedenlerinden biri bu aletlerin yaydığı
radyoaktivitelerdir. Teknoloji sosyal hayatta da insanları çok etkilemiştir.
Önceden 50 kişinin çalıştığı bir fabrikada teknolojinin gelişmesi ve yayılması
ile bu sayı 5 olmuştur. Kol gücünün yerini yerini makine almıştır ve işsizlik
başlamıştır. Bu durum en çok çiftçi insanlara zarar vermiştir. Tarlalarda 50
kişinin yaptığı işi traktör tek başına yapabilmektedir. Bununla beraber
işsizlik artmış ve köyden kente göç başlamıştır. Bu yüzden ülkeler ve insanlar
zor durumda kalmıştır. İnsanların teknolojiyi kullanma süreleri arttıkça insana
ait bilgilerin çalınma olasılığı da artmaktadır. Buna örnek olarak 2013’de
internetten veya telefondan dolandırılan insan sayısı 450.000’di. Bu sayı 2018
yılında 2 milyonu geçmiştir. Teknoloji kullanıldıkça siber saldırılar ve bilgi
çalınma artarak devam edecek, insanların özel hayatı gittikçe daha güvensiz bir
hale gelecektir. Bu sebepler teknolojinin insanlığa zararlarının en büyük kanıtlarıdır.
Ellerine sağlık hocam.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
Sil