11 Mayıs 2020 Pazartesi

MÜNAZARA NEDİR? MÜNAZARANIN ÖZELLİKLERİ

Münazara Resmi

Münazara nedir? Münazara kuralları nelerdir? Münazaranın özellikleri nedir? En çok bilinen münazara konuları nelerdir? Münazara için kaç kişi gereklidir? Münazara örneği, Münazaranın amacı ve faydaları nelerdir?

Merhaba arkadaşlar bu yazımda sizlere münazara konusunu her açıdan ele alarak anlatacağım. Münazara daha önceden belirlenmiş iki karşı görüşü savunan iki grubun jüri önünde belli kurallar çerçevesinde tartışmasıdır. Münazara daha çok ortaokul ve liselerde yapılan bir tartışma türüdür. Münazaradaki tez – antitez konuları kanıtlanabilirlik açısından birbirlerine üstün olmamalıdır. Her iki takım için de olabildiğince eşit şartlar oluşturulmalıdır. Münazara genellikle 3’er kişilik gruplar halinde yapılır. Bu üç kişiden birisi takımın sözcüsü olur ve genellikle konuşmaya ilk o başlar. Eşit sürelerde konuşma yapılır ve konuşma sırasında karşı takımın konuşmaya katılması, cevap vermesi asla kabul edilemez. Herkes konuşmasını yaptıktan sonra en son takım sözcüleri çıkıp konuyu genel hatlarıyla özetler ve daha sonra da jüri kazanan takımı açıklar. Daha sonra da kazanan takımın kazanma, kaybeden takımın da kaybetme nedenleri izleyicilere açıklar. Münazara devam ederken her iki grup da birbirini iyi dinlemeli ve notlar almalıdır. Eksik gördükleri veya cevap vermek istedikleri yerleri kendi konuşmalarına eklemeli ve rakibin görüşünü çöktürmeye çalışmalıdır.

Münazaranın öğrencilere sayısız faydası bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi öğrenci kendini ifade etmeyi öğrenir. Genellikle öğrenciler bu konuda sıkıntı yaşamaktadır ancak münazara ile öğrenciler cesaret kazanır ve özgüvenleri yerine gelir. Öğrenci topluluk önünde konuşmayı da yine münazara sayesinde öğrenebilmektedir. Münazaranın en önemli yeri ise dinlemedir. Münazara öğrencilere dinlemeyi, karşı görüşe saygı duymayı, seviyeli konuşmayı, ani fikirler üretmeyi öğretir. Ayrıca konuşmadan önce birçok kaynağı taramak ve en doğru en can alıcı bilgileri öğrenmek için öğrencinin araştırma yapması da gerekmektedir. Bu yüzden öğrenciye araştırmanın önemini ve araştırma yapmayı da yine münazara sayesinde öğretilmekteyiz.

Maddeler halinde özetleyecek olursak münazaranın özellikleri:
- Tartışmalar tez-antitez şeklinde yapılır.
- Amaç verilen görüşü yanlış da olsa savunabilmek ve karşı görüşe üstün getirebilmektir.
- Münazaradan önce belli bir hazırlık aşaması vardır.
- Her konuşmacıya eşit süre verilir. Bu süre genellikle 5-10 dakikadır.
- Konuşmalar kısa ve öz şekilde olmalıdır.
- Konuşmacının görüş belirttiği sırada karşı takım müdahale edemez.
- Her grupta bir ile dört arası katılımcı bulunmaktadır.
- Jüri her konuşmacıya ayrı ayrı puan verip en son en çok puan alan takımı açıklar.
- Münazarayı yöneten bir başkan bulunmalıdır. Bu genellikle jüriden biridir.
- Tartışma seyircili ve seyircisiz yapılabilir.

En bilinen münazara konuları ise şunlardır:
- Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?
- Savaşta bilgi mi üstündür kılıç mı?
- Uygarlığın gelişmesinde sanat mı önemlidir bilim mi?
- Başarıya ulaşmak için zeka mı önemlidir çalışmak mı?
- Ülkeyi kalkındıracak olan para mıdır eğitim mi?
- Sanat sanat için midir toplum için mi?
- Başarı çalışmaya mı şansa mı bağlıdır?
- Teknoloji insanlığa yararlı mıdır zararlı mı?

Son olarak “ Teknoloji insanlığa yararlı mıdır zararlı mı? “ konusunun zararlıdır antitezinin münazara örneğini vererek yazımı sonlandırıyorum.
Teknolojinin insan sağlığına zararları çok büyüktür ve bu zararlar insanlığı uzun yıllar geri dönemeyeceği çıkmaza sokmaktadır. Örneğin ABD’nin Japonya’ya attığı atom bombası. Teknoloji geliştikçe silahların gücü ve menzili artmakta, insanlığın sonunu hazırlamaktadır. Her gün başka bir nükleer silahın ve bombanın çıkması insanlığa büyük zararlar vermekte ve vermeye devam etmektedir. İnsanlar bu silahlarla yok olmasa bile teknolojik aletlere bağlı kalarak ve asosyal olarak yok olmaya yaklaşmaktadır. Cep telefonu, bilgisayar, televizyon gibi aletlere bağlı kalındıkça komşuluk ve akrabalık ilişkilerimiz körelmektedir. Bundan dolayı da kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi günden güne unutmaktayız. İnsanlar teknolojiye o kadar bağlanmıştır ki günümüzde ego sörfü, siberhondrik, nomofobi gibi hastalıklar türemiş ve yayılmaya başlamıştır. İnsanlar elektrik gittiğinde veya teknolojik aletleri bozulduğunda bunalıma, depresyona girecek kadar bu aletlere bağlanmıştır. Bu hastalıklar dışında göz bozukluğu, baş ağrısı, eklem hastalıkları, gibi birçok hastalığa da yine teknolojiye bağımlılık neden olmaktadır. Bu aletlerin yaydığı radyoaktivitelerin yan etkileri de insanlara birçok hastalık getirmektedir. Kanser hastalığının en büyük nedenlerinden biri bu aletlerin yaydığı radyoaktivitelerdir. Teknoloji sosyal hayatta da insanları çok etkilemiştir. Önceden 50 kişinin çalıştığı bir fabrikada teknolojinin gelişmesi ve yayılması ile bu sayı 5 olmuştur. Kol gücünün yerini yerini makine almıştır ve işsizlik başlamıştır. Bu durum en çok çiftçi insanlara zarar vermiştir. Tarlalarda 50 kişinin yaptığı işi traktör tek başına yapabilmektedir. Bununla beraber işsizlik artmış ve köyden kente göç başlamıştır. Bu yüzden ülkeler ve insanlar zor durumda kalmıştır. İnsanların teknolojiyi kullanma süreleri arttıkça insana ait bilgilerin çalınma olasılığı da artmaktadır. Buna örnek olarak 2013’de internetten veya telefondan dolandırılan insan sayısı 450.000’di. Bu sayı 2018 yılında 2 milyonu geçmiştir. Teknoloji kullanıldıkça siber saldırılar ve bilgi çalınma artarak devam edecek, insanların özel hayatı gittikçe daha güvensiz bir hale gelecektir. Bu sebepler teknolojinin insanlığa zararlarının en büyük kanıtlarıdır.

2 yorum: