27 Mayıs 2020 Çarşamba

ÇOK OKUYAN MI BİLİR ÇOK GEZEN Mİ ? - TARTIŞMA

Çok Okuyan Mı Bilir Çok Gezen Mi
Çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi bilir sorusu yıllardır tartışılmakta ve sürekli konuşulmakta olan bir konu. Ancak hâla bu soruya kesin bir yanıt verememekteyiz. Bu göreceli soruyu gelin iki açıdan da inceleyelim ve bana göre hangisi daha çok bilirmiş öğrenelim. Öncelikle çok gezenden başlayalım.
Çok gezen insan bilgiyi yerinde ve yaşayarak öğrendiği için öğrendiği bilgi daha kalıcı olacaktır. Çünkü gezen insan birden fazla duyu organını kullanmaktadır. Bir insan ne kadar çok duyu organı kullanarak bilgiyi öğrenirse bilgi o kadar kalıcı olur. Ayrıca gezen insan sadece gezdiği yeri görmez. O yerde yaşayan insanları da tanıma fırsatı bulur. Oradaki kültürü, insanların yaşam biçimlerini, o yerin duygusunu bire bir kendisi görür ve bundan etkilenir. Ayrıca gezen insan gittiği yerde sadece belli bir konuyu öğrenmez, orası hakkında birden fazla bilgiyi aynı anda öğrenir. Oradaki yemek kültüründen günlük yaşam şekline kadar birçok şeyi keşfeder. Bu kadar güzel yanı olan gezmenin tabi ki kötü yanları da bulunmakta. Örneğin en yakınınızdaki bir yeri gezmek için bile bir miktar paranızın olması ve vaktinizin de bol olması gerekir. Kaldı ki gezmek istenilen yerler genellikle yurt dışında olduğu için bu bir miktar para düzeyi gidilen yere göre çok büyük miktarlara çıkabilir. Gidilen yer yabancı bir ülke ise dil bilmeniz kesinlikle gerekmektedir. Aksi taktirde gittiğiniz yerde çok zorlanacak ve sadece görmekle yetineceksiniz. 

İlk başta da söylediğim gibi gezme uzun bir süreç de istemektedir. Gittiğiniz yerin her şeyini öğrenmek ve tadını çıkarmak için boş vaktinizin çok olması gerekmektedir. Aksi taktirde yaptığınız gezide eksik yanlar kesinlikle kalacak ve birçok bilgi birikimini de öğrenmeden gezinizi sonlandırmış olacaksınız. Genel olarak gezen insan kalıcı olarak ve eğlenerek öğrenir ancak bunun için de bütçenizin yeterli olması ve boş vaktinizin olması gerekir. Yani boş vakti ve ekonomik durumu olan insanlar gezince çok bilmiş olur.

Şimdi sıra çok okuyan insanın çok bilip bilmeyeceğini incelemeye geldi. Çok okuyan insan istediği bilgiye istediği anda ulaşabilir. Öğrenmek istediği alanı kendi belirler ve daha sonra bunla ilgili birçok kitap alıp birden fazla bakış açısını birden fazla bilgiyi öğrenebilir. Hiç bilmediği bir konuyla ilgili bile bir fikir sahibi olabilir. Okuyan insanın hayal gücü de gelişir. Okuduğu şeyleri kendi düşünce tarzına göre yorumlar ve kafasında o şekilde canlandırır. Okuyan insanı kısıtlayan neredeyse hiçbir engel bu açıdan yoktur. Okuyan insan öğrendiği bilgiyi unutsa bile kitabı tekrar açtığında ona yeniden ulaşabilir ve hemen hatırlayabilir. Bu açıdan okuyan insan bilgilerini her zaman tazeleyebilir. Okuma eylemi için gezmeye harcanacak kadar çok paraya ihtiyaç da yoktur. Makul ücretlerle birçok kitaba ulaşabilirsiniz. Hatta para bile harcamadan kütüphanelerden kitap ödünç alıp okuyabilirsiniz. Okumak için çok boş vaktinizin olmasına da gerek yoktur. Otobüste yolculuk ederken veya bir sıra beklerken veya uyumadan önce kitabı okuyabilirsiniz. Kitap okumak için ekstra bir vakit açmanıza gerek kalmaz. Ayrıca kitap okumak kısa sürede çok bilgiyi de insana kazandırabilir. Okuma eyleminin kötü yanları ise çok yoktur söyleyebileceğimiz tek kötü yanı okuma alışkanlığı olmayanların ilk başta biraz sıkılabilecek olmasıdır. Tüm bunları göz önüne aldığımızda biz çok okuyan insanın çok bileceğini savunmaktayım. Çünkü öğrencilerin ne çok parası ne de çok vakti vardır. Gezi yapacak vakti olsa bile bütçesi birden çok geziye tabii ki yetmeyecektir. Bu yüzden okuyarak öğrenme hem çok bilmeyi hem de kolay yoldan bilmeyi sağlar. Tabi ki ara sıra gezip hayatınızın tadını çıkarmayı da tavsiye ediyorum.


2 yorum: