Çok okuyan mı bilir yoksa
çok gezen mi bilir sorusu yıllardır tartışılmakta ve sürekli konuşulmakta olan
bir konu. Ancak hâla bu soruya kesin bir yanıt verememekteyiz. Bu göreceli
soruyu gelin iki açıdan da inceleyelim ve bana göre hangisi daha çok bilirmiş
öğrenelim. Öncelikle çok gezenden başlayalım.
Çok gezen insan bilgiyi yerinde
ve yaşayarak öğrendiği için öğrendiği bilgi daha kalıcı olacaktır. Çünkü gezen
insan birden fazla duyu organını kullanmaktadır. Bir insan ne kadar çok duyu
organı kullanarak bilgiyi öğrenirse bilgi o kadar kalıcı olur. Ayrıca gezen
insan sadece gezdiği yeri görmez. O yerde yaşayan insanları da tanıma fırsatı
bulur. Oradaki kültürü, insanların yaşam biçimlerini, o yerin duygusunu bire
bir kendisi görür ve bundan etkilenir. Ayrıca gezen insan gittiği yerde sadece
belli bir konuyu öğrenmez, orası hakkında birden fazla bilgiyi aynı anda
öğrenir. Oradaki yemek kültüründen günlük yaşam şekline kadar birçok şeyi
keşfeder. Bu kadar güzel yanı olan gezmenin tabi ki kötü yanları da bulunmakta.
Örneğin en yakınınızdaki bir yeri gezmek için bile bir miktar paranızın olması
ve vaktinizin de bol olması gerekir. Kaldı ki gezmek istenilen yerler
genellikle yurt dışında olduğu için bu bir miktar para düzeyi gidilen yere göre
çok büyük miktarlara çıkabilir. Gidilen yer yabancı bir ülke ise dil bilmeniz
kesinlikle gerekmektedir. Aksi taktirde gittiğiniz yerde çok zorlanacak ve
sadece görmekle yetineceksiniz.
İlk başta da söylediğim gibi gezme uzun bir süreç de istemektedir. Gittiğiniz yerin her şeyini öğrenmek ve tadını çıkarmak için boş vaktinizin çok olması gerekmektedir. Aksi taktirde yaptığınız gezide eksik yanlar kesinlikle kalacak ve birçok bilgi birikimini de öğrenmeden gezinizi sonlandırmış olacaksınız. Genel olarak gezen insan kalıcı olarak ve eğlenerek öğrenir ancak bunun için de bütçenizin yeterli olması ve boş vaktinizin olması gerekir. Yani boş vakti ve ekonomik durumu olan insanlar gezince çok bilmiş olur.
Şimdi sıra çok okuyan
insanın çok bilip bilmeyeceğini incelemeye geldi. Çok okuyan insan istediği
bilgiye istediği anda ulaşabilir. Öğrenmek istediği alanı kendi belirler ve
daha sonra bunla ilgili birçok kitap alıp birden fazla bakış açısını birden
fazla bilgiyi öğrenebilir. Hiç bilmediği bir konuyla ilgili bile bir fikir
sahibi olabilir. Okuyan insanın hayal gücü de gelişir. Okuduğu şeyleri kendi
düşünce tarzına göre yorumlar ve kafasında o şekilde canlandırır. Okuyan insanı
kısıtlayan neredeyse hiçbir engel bu açıdan yoktur. Okuyan insan öğrendiği
bilgiyi unutsa bile kitabı tekrar açtığında ona yeniden ulaşabilir ve hemen
hatırlayabilir. Bu açıdan okuyan insan bilgilerini her zaman tazeleyebilir.
Okuma eylemi için gezmeye harcanacak kadar çok paraya ihtiyaç da yoktur. Makul
ücretlerle birçok kitaba ulaşabilirsiniz. Hatta para bile harcamadan
kütüphanelerden kitap ödünç alıp okuyabilirsiniz. Okumak için çok boş
vaktinizin olmasına da gerek yoktur. Otobüste yolculuk ederken veya bir sıra
beklerken veya uyumadan önce kitabı okuyabilirsiniz. Kitap okumak için ekstra
bir vakit açmanıza gerek kalmaz. Ayrıca kitap okumak kısa sürede çok bilgiyi de
insana kazandırabilir. Okuma eyleminin kötü yanları ise çok yoktur
söyleyebileceğimiz tek kötü yanı okuma alışkanlığı olmayanların ilk başta biraz
sıkılabilecek olmasıdır. Tüm bunları göz önüne aldığımızda biz çok okuyan
insanın çok bileceğini savunmaktayım. Çünkü öğrencilerin ne çok parası ne de
çok vakti vardır. Gezi yapacak vakti olsa bile bütçesi birden çok geziye tabii
ki yetmeyecektir. Bu yüzden okuyarak öğrenme hem çok bilmeyi hem de kolay yoldan
bilmeyi sağlar. Tabi ki ara sıra gezip hayatınızın tadını çıkarmayı da tavsiye ediyorum.
Güzel yazı
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Sil